Yeni başlayan bu yola “yol” başlığı ile adım atmak istedim.
Nedir yol?
İnsan kendi yolunu seçebilir mi?
Yoksa herkesin yolu belli ve herkes olana razı gelerek sadece yaşamalı mı?
İlk farkındalık penceremi açan Paulo Coelho’nun Simyacı kitabında dünyanın en büyük yalanından şöyle bahsediyor: “Hayatımızın belli bir anında yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur.”
Eğer her şey yazgının elindeyse ve hayatımızı kontrol edemeyeceksek bu hayatı deneyimlemenin ne anlamı kaldı?
Hep duyarsınız “Bu hayatta hepimiz eşsiz özellikteyiz” diye.
Kulağa popüler gibi gelse de bu doğru. Hepimizin birbirinden farklı huyları, özellikleri ve enerjisi var. Hepimiz birbirimizden farklı özelliklerde kombinasyonlar ile dünyaya gelmişiz diyebiliriz.
Hiç yeni bir şeyi denediğinde ‘Aaa bunu yapabildiğimi bilmiyordum’ dediğin olmadı mı? Her birimizin içinde farkına varmadığımız özelliklerimiz var. Ve hepimizin içinde belki henüz deneyimlemediğimiz bir enerji var. Yani evet sen eşsizsin.
O zaman “Belli özellikler ile belli bir yolu yaşamaya geldiğimiz bu hayatın neresini ben kontrol edeceğim” diyebilirsin.
Yol belli ama yolu nasıl deneyimleyeceğin senin kararına kalmış.
Çiçekler ile dolu bir yoldan geçeceğini hayal et. O yoldan geçerken çiçeklere konan arılardan söylenebilirsin, korkup yolu yürümeye direnmeyi tercih edebilirsin veya çiçeklerin güzelliğini fark ederek mutlu bir şekilde geçebilirsin. Hangisini tercih edersen yolda onu deneyimleyecek ve yolun sonunda ona dönüşeceksin. Yolun sonunda dönüşeceğin insanı tercih edebiliyorken insan kendi yolunu seçemez diyebilir miyiz?
Peki, sen hayatın içinde ne deneyimlemeyi seçiyorsun?
Deneyimlerinin sonucunda kime dönüşmeyi seçiyorsun?